Propagandanın etkinliği, şüphesiz, propagandanın içeriği ile de çok yakından ilgilidir. Burada propagandanın ne dediğine dikkatimizi çeviriyoruz. İletişimininceleyeceğimiz ilk özelliği, öne sürdüğü fikrin,dinleyicinin fikrinden ne kadar farklı olduğudur.
** a) Görüş Farkı : Propagandanın ikna edici gücünü etkileyen önemli bir etken, dinleyicinin görünüşünden ne kadar faklı bir görüşü ileri sürdüğüdür. Bilişsel tutarlılık kuramlarının ışığı altında şunu söyleyebiliriz: Propagandanın iddiası(tutumu) ile dinleyicinin tutumu arasındaki fark ne kadar büyükse, ortaya çıkan tutarsızlık da o kadar büyük olacağından, bu tutarsızlığı gidermek için dinleyicide oluşması gereken tutum değişimi de o kadar büyük olacaktır. Yani, söz konusu iki tutum arasındaki fark ne kadar çoksa, o farkı kapatmak için o kadar fazla bir tutum değişimi gerekir.
** b) Tek Yönlü – Çift Yönlü İletişim : İletişimin ikinci önemli özelliği, tek ya da çiftyönlü oluşudur. Tek yönlü iletişimde sadece ileri sürülen tez açıklanır, ters bir görüşe yer verilmez. Çift yönlü iletişimde ise, karşıt tezin görüşünden de söz edilir ve çoğunlukla bu karşıt tez çürütülür.
** c) Duygusal – Ussal İletişim : İletişimin inceleyeceğimiz bir başka özelliği de duygusal ya da ussal oluşudur. Bir konuşmacı duygusal bir şekilde mi konuşuyorsa yoksa ussal mı konuşuyorsa dinleyicilerini daha çok etkiler? Bu soruya kesin cevap vermedeki bir güçlük, tamamen duygusal ya da tamamen ussal bir iletişimin genelliklekullanılmamasıdır. Çoğunlukla, aynı iletişim içinde hem duygusal, hem ussal taraflar birarada görülmektedir.Bundan ötürü, göreli olarak duygusal ya da ussal tarafa verilen ağırlık söz konusu olmaktadır.
** d) İletişimin Sunum Sırası : Bir toplantıda, dinleyiciler üzerinde etkili olabilmek için başta mı yoksa sonda mı konuşmanın daha yararlı olacağını düşündüğümüz zamanlar olmuştur. Toplantıdaki son konuşmacı olursak söylediklerimizindaha iyi hatırlanacağını, dolayısıyla dinleyiciler üzerinde daha etkili olacağımızı; ilk konuşmacı olursak da dinleyicilerin kafası henüz başka konuşmalarlakarışmadığı için söylediklerimizin daha iyi anlaşılacağını düşünebiliriz.
**e)Mesajın özellikleri
1)Verilen mesajın dikkat çekici olması
2)Verilen mesajın anlaşılır olması
3)Verilen mesajın hatırlanması ve kabul edilmesidir.
HEDEF ÖĞESİNİN ÖZELLİKLERİ :
**a) Taahhüt (Bağlanma): Önemli bir dinleyici özelliği, dinleyicinin tutumuyla ilgili olarak nekadar taahhüt altına girdiği, tutumuyla kendini ne kadar bağladığıdır. Bubağlayış ne kadar kuvvetli ise, tutum değişimi de o kadar güç olacaktır,yani propagandanın etkisi azalacaktır. Örneğin, belli bir marka otomobiliyeni almış bir kimse, başka bir markanın reklam propagandasına kapalı olacaktır. Aynı şekilde, bir politik görüşü herkesin önünde savunmuşolan bir kimsenin bir tutumunu, karşıt propagandayla değiştirmek fikrini kendine saklamış olan bir kimsenin tutumunu değiştirmekten daha güç olacaktır.
**b) Kendine Güven : Ahmet kendine güvenen bir kimsedir. Mehmet’in ise kendine güveni azdır. Acaba hangisi daha kolay ikna olur? Birçok araştırmanın ortak bulgusu, kendine güveni azolan kişilerin daha kolay ikna olduğudur. Demek ki, bir dinleyici grubunda bu kişilik özelliğinin yüksek düzeyde bulunması, o gruba verilen bir iletişimin etkinliğini azaltacaktır.
**c) Grup İçi Saygınlık Farkları : Kişinin özellikle grup içindeki saygınlığını yani gruptaki statüsü, onun diğerleri tarafından ne kadar etkilenebileceğini tayin edici bir etkendir. Örneğin, Berger ve Fişek (1970), küçük gruplarda düşüksaygınlığı olan kimselerin, yüksek saygınlığı olanlardan daha fazla etkilenebilir olduğunu bulmuşlardır. Baştakaynağın özelliklerini incelediğimiz zaman da aslında bu konuya değinmiştik, şöyle ki, propaganda kaynağının saygınlığı yüksek ise o propagandanın daha etkili olduğunu gördük. Aynı mantığa göre, düşük saygınlığı olan dinleyicilerin daha kolay etkilenebilir olduğu da söylenebilir.
**d) Zeka ve Eğitim : Zeka ve eğitim düzeyinin propagandadan etkilenebilme ile ilişkili olup olmadığı da araştırılmıştır. Ancak araştırmaların kesin birsonuca ulaştığı söylenilemez. Burada da dinleyicilerin özellikleri ileiletişim özelliğinin karşılıklı etkileşim halinde olduğu görünmektedir. Şöyle ki, zeka ve eğitim düzeyi yüksek olan kimseler, tutarsız, mantıksız ya da basit iletişimden zeka ve eğitim düzeyi düşük olan kimselerden daha az etkileneceklerdir. Çünkü yüksek zeka ve eğitimleri, bu dinleyicilerin, iletişimdeki mantıksal tutarsızlıkları fark etmelerini sağlayacaktır. Bununla beraber, aynı nedenden ötürü, yüksek zeka ve eğitime sahip dinleyicilerin, düşük zeka veeğitimlilere oranla, tutarlı, mantıklı ya da karmaşık iletişimden daha az etkilenecekleri söylenebilir.
**e) Cinsiyet Farkı : Kadınlar mı erkekler mi daha kolay ikna olur? 19. yüzyılda bu sorunun cevabı, kadınlar telkine daha yatkın oldukları için daha kolay etkilenebilirler, şeklinde verilmiştir. daha sonraki araştırmalar da kadınların genellikleerkeklerden daha kolay ikna edilebildiğini ve sosyal etkiye daha fazla uyma gösterdiğini ortaya koymuştur.
** f) Düşünme İhtiyacı : Düşünme ihtiyacı, kişilerde çaba isteyen bilişsel aktivitelerde bulunma isteği ve eğilimidir. Cacioppo vePetty (1982), kişiler arası düşünme ihtiyacı farklılıklarını ölçmek için bir test düzenlemişlerdir. Bu testte yer alan sorulardan birkaçı şunlardır:1. Çok düşünmeyi gerektiren bir işin sorumluluğunualmak hoşuma gider (+)2. Sadece durum gerektirdiği kadar derin düşünürüm (-)3. Sorunlara yeni çözümler bulmayı gerektiren işlerbana gerçekten zevk verir (+)
**g) Kendini İzleme : İkna olma sürecinde etkili olan bir başka kişiliközelliği de ‘kendini izleme’ dir. Kendini izlemeye yatkın olan kişiler, başkalarına nasıl göründüklerini kontrol etmek için sosyal ipuçlarını kullanırlar. Onlar için gerektiği yerde gerektiği gibi davranmak önem taşır. Kendini izlemeye eğilimli olmayan kişiler, başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğünü pek önemsemezler ve kendi bildikleri gibi davranırlar.
**h) Yaş : Yaşla ikna olma arasındaki ilişkiye dairgenel inanış, gençlerin ikna olmaya daha açık oldukları, bunun tersine yaşlıların düşüncelerinde daha ısrarlı oldukları ve yıllardır süregelen alışkanlıklarını kolay kolay değiştirmedikleri yönündedir. Bu inanış ne ölçüde doğrudur?
ORTAMIN ÖZELLİKLERİ : İletişim ve propaganda konusunda inceleyeceğimiz son öğe ortamdır. Her etkileyici iletişim mutlak bir ortam içinde oluşur. Bu ortamın özelliklerinin de propagandanın etkinliğinde rol oynadığını görüyoruz. Şimdiye kadarki konuyu ele alışımızda hep deneysel araştırma bulgularını kullandık. Amacımız, etkileyiciiletişim olayındaki değişkenleri ayrı ayrı ve sistematik bir şekilde incelemekti. Bu amaç için en yararlı araştırma türü kontrollü laboratuvar deneyi yöntemidir.
KÜLTÜRÜN ÖZELLİKLERİ : Kaynağın, iletişimin ve iletişimin hedefi olan kişinin özellikleri gibi, kültürün özellikleri deikna sürecine etkileyici iletişime etki eder. Daha önceki bölümlerde kültürün sosyal bir olguya etkisinden bahsederken belirttiğimiz gibi, bireyci kültürlerde bireyin kendisi daha çok önem taşırken, toplulukçu kültürlerde grup içi uyum ve aidiyet daha ön plana çıkar. Kültürler arası bu farklılıklar kendini insanları en etkili şekilde ikna etmenin yollarında da gösterir.
0 yorum:
Yorum Gönder