İletişim, duygu, düşünce, bilginin karşılıklı aktarılması sürecidir.
Amaç; ortak noktalarda buluşmaktır. (Duygu, düşünce anlayış…)
Tüm canlılar gibi, insan da doğa ile etkileşimde bulunarak varlığını sürdürür. Diğer canlı türlerinden farklı olarak yalnızca insan, doğa ile etkileşide araya kültürünü koyar.
Araç ve gereçleri kutsayan değerlerden bu araç ve gereçlerle iş yaparken başvurulan örgütlenme biçimlerinden, iş görme ve işin eşgüdümlenmesine ilişkin yöntemlerden, iş bölümünün yarattığı insanlar arasındaki farklılaşmaları haklılaşmayı ve kurumsallaşmayı amaçlayan açıklama ve inançlardan oluşan kültür, insanın doğa karşısındaki etkinliğini arttırır.
Doğal çevresi araç-gereçleri, üretim süreçlerindeki insan ile insan arasındaki ilişkiler, bu ilişkilerde farklılaşmaları tarafların gözünde haklılaştıran değerler sistemi ise, insanın toplumsal hayat tarzını oluşturur. Bunun mayası iletişimdir.
İletişim deyince aklımıza hemen insan ile insan arasındaki sözel bir süreç şeklinde işleyen konuşma aklımıza gelir. Bunun çok basit bir olgu değildir: Bir erkek, konuşmakta olduğu başka bir kadına «Ama sen bir kadınsın» dediğinde bu basit tümce, bugüne dek yaşadığımız bütün bir insan tarihindeki eşitsizliği doğal bir olg saydıran toplumun başat kültürünün ne olduğunu da ortaya koyar.
Bu basit tümce:
- O andaki kültürel ortamı
- Bu kişilerin yaşadıkları toplumsal ilişkiler sistemini
- İnsan tarihinin çok uzun bir dönemindeki insanın, insana bakışını da yansıtır.
İletişim gündelik yaşamımızda bize nesneleri, insanları tanımlar, işbölümü içinde değişik toplumsal roller yüklenmiş insanlara bu rolleri yerine getirirken, bu rol dağılımından oluşan toplumun o tarih dönemindeki hayat tarzını öğretir, olumlatır, yeniden üretimi için gereken değerlendirme biçimlerini aşılar. Toplumsal sistemin sürmesini, kendini yeniden üretmesini sağlar.
***Dil, yalnızca sözel kodlanmaya dayanmaz. Örneğin: Bir amirin odası.
Sözel olarak hiç söylenmese de, o mekana giren herkesin anlayabildiği bir dil biçimi oluşturur. Giyinme biçimleri, yaka rozetleri ve bunun gibi eşyalar-simgeler ait olunan gelir grubunu, eğitim düzeyini, toplumsal çevreyi belirtir.
Mimik, jest, konuşma tarzları da ipucu veren iletişim örnekleridir. Bir evde mumların kimin tarafından yakılması
Ev sahiplerinin oturma düzeni
Kentlerdeki büyük mekanların, devlet dairelerinin ve diğer kamu/özel kurumların düzenleniş biçimi ve egemenler
İletişim yalnızca sözel bir süreç değildir. İnsanlar arasında her tür ilişkinin kurulduğu her yerde, her durumda, her mekanda ayrı bir dil biçimi içinde kodlanmış iletişim süreci yaşanır. Otobüs durağında bekleyen kitle, binerken takip edilen davranış biçimde, otobüsün içerisindeki davranış kalıpları, giyim tarzları kültür tarafından neden olduğu kurumsallaşmış farklılaşmalar dil’in taşıdığı adlandırmaları, nitelendirmelerini de değiştirir.
Örneğin: «Amir», emreden, yöneten – «Memur», emir alan, yönetilen.
Bireyler arasındaki eşitsizlik
Belirli iletişimsel kalıpların içinde sosyalleşmek, bireyi bu kalıpların normal olduğunu kabullendirir. «Gelişmekte olan ülkeler» – «Üçüncü dünya ülkeleri» - «Geri kalmış ülkeler» kalıpları Her iletişim faaliyetinin “içerik” ve “ilişki” olmak üzere iki düzeyi vardır. İçerik düzeyi ilişki düzeyine anlam veren çerçeveyi oluşturduğundan daha üst aşamalıdır.Çoğu zaman aynı içeriğe sahip cümleler farklı ilişkileri ifade ederler.
Mesela;
“Sen okula gidecek misin?”
“ Siz okula gidecek misiniz?”
“Okula gitmeyi düşünüyor musunuz?”
Yukarıdaki cümleler aynı içeriğe sahip olmalarına rağmen farklı ilişkileri ifade ederler. İlk cümlede konuşanın kendisini diğer kişi ile ya eşit ya da daha güçlü olduğu anlaşılır. İkinci cümlede konuşanın diğerine eşit ama resmi bir ilişki içinde, ya da güçsüz olduğunu gösterir. Son cümlede ise konuşanın diğer şahsın karar verme özgürlüğüne saygılı olduğu anlaşılır. Günlük yaşamda kurduğumuz iletişimlerde hep ilişki düzeyleri kendiliğinden oluştuğundan bir problem yaşanmaz. Ne zaman ki içerikle aynı mesaj ifade edilse de ilişki de bir kopukluk olursa kişiler arasında problem yaşanır.
Mesela bir öğrenci öğretmenine, “Sen okula gidecek misin?” diye sorsa öğretmeninin tepki vermesi beklenir. Öğrencinin terbiyesiz, saygısız olduğu düşünülür. Çünkü bu tarz bir ilişkide öğrencinin kendisini hocasıyla eşit düzeyde ya da ondan üstün olduğu izlenimi oluşur. Bu tür bir ilişki Türk kültürüne tamamen zıttır. Öğrenci “Ben sadece öğretmenimin okula gidip gitmeyeceğini öğrenmek istedim.” diyemez. Çünkü işlemiş olduğu suç içerik düzeyinde değildir fakat ilişki düzeyinde suçtur.
İletişim, ilişki düzeylerini belirleyen önemli faktörlerden birisidir. Aralarında sorun olan bir karı-koca düşünün. Kadına göre sorun, kocasının evde ev işleri konusunda kendisine yardım etmemesidir. Her ikisinin de çalışması nedeniyle kadının beklentisi, bütün işlerin kendisine kalması yerine en azından salata yapmak, masayı hazırlamak gibi işlerde eşinin yardımda bulunmasıdır. Oysa ki eşinin gazeteyi alıp bir köşeye çekilmesini hazmedememektedir. Erkeğe göre ise sorun aslında eve geldiğinde eşine yardım etmek istemesine rağmen eşinin kendi yaptığı her şeyde bir kusur bulmasıdır. Hazırladığı masayı beğenmeyip yeniden hazırlaması, masaya koyduğu bardağı değiştirmesi, yaptığı her şeyde bir bahane bulması neticesinde artık mutfağa girip eşine yardım etmek yerine gazetesini alıp bir köşeye geçip oturmayı yeğlemektedir. Görüldüğü gibi eşler davranışlarını reddetmiyor, bu davranış dizisini farklı biçimlerde yapılandırıyorlar. Karı-koca yapılandırma konusunda bu algılama farkını gideremediği sürece aralarında bir uzlaşmaya varamazlar
İletişim (Communication) Birbirlerine ortamlarındaki nesneler, olaylar, olgularla ilgili değişmeleri haber veren, bunlara ilişkin bilgilerini birbirine aktaran, aynı olgular, nesneler, sorunlar karşısında benzer yaşam deneyimlerinden kaynaklanan, benzer duygular taşıyıp bunları birbirine ifade eden insanların oluşturduğu topluluk ya da toplum yaşamı – içinde gerçekleştirilen tutum, yargı, düşünce, duygu bildireşimlerine iletişim denir.
Communis: Benzeşenlerin oluşturduğu ortaklık ya da topluluk.
Belirli bir coğrafya parçasında aynı doğa koşulları içinde varlıklarını sürdürmek için araç ve gereçler bulan, bu konuda çeşitli bilgeler üretmiş bulunan, bunları belirli işbölümü yöntemlerine göre kullanan, kendi aralarındaki bu işbölümünden kaynaklanan farklılaşmaları haklılaştırmak için çeşitli değerler ve inançlar üreterek toplumun farklı kesimlerini ortak üst kimlikler içinde kaynaştırmayı amaçlayan insanların etkinliğidir iletişim.İletişim, bir ortamdan yararlanarak bilgi göndermektir. İletişim devamlıdır, dinamiktir, daireseldir, tekrar edilemez ve geri alınamaz.
Bu noktada geri dönüt önemlidir.
İletişimde mesajlar sözlü ve sözsüz mesajlar olmak üzere iki tiptir.
Mesela iki sevgili arasındaki ilişki ne kadar sözlü mesajlarla ifade ediliyorsa ilişkinin o derece zayıf olduğu düşünülür.
Bir başka deyişle “Seni seviyorum.”, “Tatlım, bugün seni özledim.” biçiminde konuşan donuk yüzlü, monoton bir kişi duygularını getirdiği çiçekle, bakışıyla, yüz ifadesiyle ifade eden kişi kadar ilişkisinde başarılı olamaz.
Kısaca söylemek gerekirse zihnin mesajı sözlü, gönlün mesajı sözsüzdür. Sözlü iletişim akıl, mantık ve düşünceyi, sözsüz iletişim ise duyguları ve ilişkileri en güzel bir şekilde ifade eder. Yolda karşılaşan iki adamın birbirleriyle kurdukları iletişim şu şekildedir.
“Eve mi gidiyorsun?”
“Hayır. Eve gidiyorum.”
“Ha öyle mi, ben de eve gidiyorsun sandım.
0 yorum:
Yorum Gönder